31 Mart 2010 Çarşamba

İstanbul Haritaları (1442-1922)

Ocak Ayı'nda ilk gördüğüm de sahip olmak istemistim. Değer diye düşünmeme rağmen fiyatı bütçemi aşıyordu.Dün idefix den bir maille karşıma çıktı tekrar ve ciddi bir indirim yapılmıştı.Siparişimi hemen verdim ve bugün elimde oldu.

Nasıl şık bir sunum, nasıl güzel bir baskı. Önce dokunuyorsunuz, sonra koklaya koklaya başlıyorsunuz sayfa sayfa açmaya...

Kitabın ön cilt kapağında ki haritanın aynısı, içine konulan siyah kutunun ön yüzeyine ortalanmış. Kutunun kapağını açtığınız da, 400mm X 300mm ebatlarında muhteşem bir kitapla karşılaşıyorsunuz.

Cilt önlü arkalı bir bütünlükle kumaş gibi bir dokuya sahip.Üzerine basılmış harita yer yer yaldız baskılı. Kapağını daha kaldırmadan dokusuna hayran kalıyorsunuz.


İlk sayfa da karşılaştığınız söz içinizi o kadar ısıtıyor ki...

'' Diğer bütün kentler ölümlüdür, ama Costantinopoleos, sanırım insan var oldukça yaşayacaktır.'' (Petrus Gyllius)


Kitabın Yazarı : Ayşe Yetişkin Kubilay

Denizler Kitabevi'nden çıkmış. Ocak 2010 basıldı, ama bendeki baskı Mart 2010
Ağaoğlu Şirketler Grubu sponsor olmuş.

Önsözü Prof. Dr. İlber Ortaylı yazmış.



Eski bir İstanbul'lu olan Nick Adjemoğlu'nun 100 farklı ve nadide 1422-1922 yılları arasında ki İstanbul Haritaları'ndan oluşan, kolleksiyonundan özenle yararlanılarak oluşturulmuş.
Hem haritaları,haritanın tarihini, hem de İstanbul'u dolaşıyorsunuz.

Yaklaşık olarak 18.yüzyılda Paris'te bakır baskı tekniğiyle basılmış, aslında haritadan ziyade şehrin panoramik bir görünümünün çiziminin bulunduğu, 95.sayfada şöyle bir ifade var.16.yy.da Phillippe du Fresne Canaye'nin yazdığı;

'' Burada o kadar çok bahçe ve servi ağacı vardı ki bakınca bir şehirdençok bol yapraklı bir orman içindeki çoban kulübelerini görür gibi oluyorduk.''

Paylaşmak istedim...

Gülbin Tatlıağız

30 Mart 2010 Salı

Bob Dylan Nihayet İstanbul'da

Rock Müziğin, Şairane efsanesi 21 yıl aradan sonra 31 Mayıs'da İstanbul'da.


Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda konser verecek olan sanatçı, en son 1989 da aynı yerde Türk seyircisi ve sevenleriyle buluşmuştu.

Sofistike ve akılcı şarkı sözleri, bunlara eşlik eden folk ve rock melodileriyle tüm zamanların en büyük sanatçısı kabul edildi Dylan.


Organizasyon Pozitif Müzik ve Garanti Bankası tarafından üstleniliyor.Medya sponsoru Radyo Eksen. Biletler Biletix, Babylon ve Garanti Paramatik'ler de satışta.

Kaçırmayın derim...

Gülbin Tatlıağız

29 Mart 2010 Pazartesi

Yeni Sinema Hareketi


Bugün iş dönüşü, NTV'de Gece-Gündüz programını izlerken rastladım bu habere...Basın toplantısın'dan önce konuştu Yekta Kopan projenin kurucularıyla. Çok olumlu ve güzel haberler vardı sinema adına.Paylaşmak istedim.


Derviş Zaim, Hüseyin Karabey, Mahmut Fazıl Coşkun, Özcan Alper, Pelin Esmer, Reha Erdem, Sırrı Süreyya Önder ve Yamaç Onur gibi ünlü sinema adamlarının öncülüğünde, ''Yeni Sinema Hareketi'' olarak başlatılan projenin basın toplantısı bu akşam Feriye Sineması'nda yapıldı.


'''Evrensel değerlerle uyumlu bir sinema kültürünün ülkemizde yerleşmesine ve gelişmesine katkıda bulunmak'' amaçlı hareketle bir araya gelen sinemacılar;
'' Türkiye'de Sinema Reformu'nun gerçekleştirilmesi ve Türkiye Sinema Merkezinin Kurulması için yapılması gerekenler, Kültür ve Turizm Bakanlığı çatısı altında görev yapan Destekleme Kurulu'nun işleyişi ve son kurul kararları, ülkemizde sinema eserlerinin dağıtımında gitgide daha olumsuz hale gelen tabloyu tartışarak, çözüm önerilerini ve atmak istedikleri adımları paylaştılar.


Bu proje içinde atılacak ilk adım bir sinema şenliği; '' Yeni Sinema Günleri''


Son dönem de gösterime girmiş ancak dağıtım sorunu ve sinema salonlarının tekelleşmesi, kapatılması nedeniyle seyirciye arzu edildiği ölçüde ulaşamamış 17 film 23 Nisan'dan itibaren, Feriye Sineması'nda gösterime giriyor.


Gösterimde olacak filmler daha sonra basın yoluyla açıklanacak ve seyircilerle beraber yönetmen, yapımcı ve oyuncular da salonda olacaklar, seyirciyle sohbet edebilecekler.


Takipde olun derim...

Gülbin Tatlıağız

28 Mart 2010 Pazar

Tutunamayanlar Oğuz Atay


'' Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım bütün okuduklarımı düşündüklerimi hissettiklerimi anlatmalıyım onların senin gözlerindeki yansımalarını bilmeliyim hayır hepsini yeni baştan okumalıyım düşünmeliyim senden önce ve senden sonra bütün bunlar ne ifade etmiş ne ifade ediyor bilmeliyim senin masallarını yaşamak istiyorum başka anlamları olsaydı sözlerimin başka anlamlara uygun kelimeler bulurdum seni tanımadan önce hiç koku almazdım yaşamakta geç kaldım benim gibi okusaydınız kirli sokakları yosunlu duvarları çarpık taşlı binaları severdiniz tanışmadan severdiniz insanları onları birbirine benzemedikleri halde bir yanlarıyla derinde bir yerde aynı olduklarını görürdünüz beni dinlemeyeceksiniz biliyorum beni unutacaksınız beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma ben başka türlü olmak istiyordum size çok ilginç geldiğim bu durumumu değiştirmek bambaşka insan olmak istiyordum fakat kendimi başka türlü yapmak elimden gelmedi beceremedim hiç bir şey söylemeden susarsam sanki neyi anlatamadığım anlaşılacak başkasında günahları affetmek kolay ilk anda ne kadar acı gelirse gelsin başkalarının yaşattığı ıstırapları unutuyoruz seni de üzeceğim hayaletler beni daima rahatsız edecek seni istediğim gibi dinleyemeyeceğim daima aklım bir çalıya takılacak huzursuzluğum beni gölge gibi takip edecek bu yükü taşıyamazsın boşuna çırpınma senin gibi bir insanla yaşamayı ilk düşündüğüm zaman görseydim seni belki başka türlü olurdu oysa o zamandan beri o kadar karanlıklar yıkıldı ki istesemde atamıyorum yaşamak artık beni yoruyor yaşamak aynı zamanda yaşamış olduklarını hatırlamak demektir hatırladıkça bunalıyorum beni arayıp bulmalıydın bu kadar geç kalmamalıydın gözlerinde göremiyorum kendimi artık kendimi seyretmekten de hoşlanmıyorum aynalarda vitrinlerde su birikintilerinde görmek istemiyorum daha fazla incinmemek için duygusuzluk ve alay kabuğunun içinde korunmaya çalıştı öyle acılaşıyordu ki ona artık kimse dayanamasın kimse yüzünü görmek istemesin diye bilerek eziyet ediyordu acıklı sözler benim üzerimdeki etkisini kaybetti fakat seni etkileyecektir bunu düşünmeliyim her şeyi iyi hesap etmek zorunda olduğum için özür dilerim fakat düzeltmek imkanım kalmayacağı için buna mecburum yıllardır hayalimde bu mektubu yazacağım insanın beni kurtarmasını yaşadım ne yazık ki insan ölmek üzere olduğu anda bile hayal gücünün eksikliğinden olacak yeteri kadar kötülük edemiyor

kelime oyunu gibi bir şey olarak kalmak isterim''

TUTUNAMAYANLAR ( noktalamasız 15.bölümden alıntı)
OĞUZ ATAY (1934 - 1977)

Senin gibi düşünenler böyle erken ölürler...Öyle içinden düşünüyordun ki olayları beyninde büyüyen tümörleri farkedemedin.

Gülbin Tatlıağız

http://tr.wikipedia.org/wiki/O%c4%9Fuz_Atay



27 Mart 2010 Cumartesi

Kocaman Bir Yürek Olsak!


Masallar Mavidir bloger'ı Mavi Masal sayfasında zor şartlar altında eğitim/öğretim gören doğu'daki okullar için başlatılan bir kampanya'dan haberdar ediyor.
Burdan destek verebilmek ve bu kampanyadan daha çok kişinin haberdar olmasını sağlamak için aşağıdaki linklere göz atmanızı ve bloglarımız da yayınlamamızın faydası olacağı fikrine aynen katılıyorum.
Teşekkürler Mavi Masal...
Gülbin Tatlıağız

7 Şekspir Müzikali

Yaklaşık bir ay öncesinden biletini aldığımız, 7 Şekspir Müzikali'nin ipini çeke çeke bu gece nihayete erdik. Haluk Bilginer'in Moda'da Oyun Atölyesi'nde izlediğimiz müzikal beklediğimize o kadar değdi ki! Tek kelime ile MUHTEŞEM!!!

Aylin, Hayal ve ben oyundan iki saat önce gittik, Oyun Atölyesi'nin cafe'sinde vakit geçirmek için. O keyifli atmosfer de,güzel bir sohbet, şarap ve yemekle hazırlandık geceye.

Bu güzelim gecenin sonunda da kahvemizi içmek için cafeye tekrar döndüğümüzde oyun bitimi dinlenmek için gelen Haluk Bilginer'i tebrik etme ve fotograf çektirme şansımız oldu.En önemlisi de ''Emek Sineması'nı Yaşatalım'' platformunda başlattığımız, imza kampanyamıza kendisi de katılarak imzasıyla anlamlandırdı.
Müzikal Mayıs Ayı'nın sonun da bitiyor ve hemen hemen her gece dolu.Şimdiden Mayıs için biletler satışta.Geç kalmayın derim...

Sahne tül bir perdenin arkasında bir orkestra ve Haluk Bilginer'in söylediği, 59. ve 60. sone'den derlenen müzikle açılır.
Yeni bir şey yoksa yanlız eskiler varsa
Acaba eski dünya neler demiş görelim
Onlar mı üstün, biz mi, bu işin ustası kim
Yoksa dönüp dolaşıp aynı yere mi geldik?
(59.sone'den derleme, Çev.Talat Sait Halman)

Dinen dalgalar gibi kayalık kıyılarda
Sonlarına koşuşur ömrümüzün anları,
Hızla yuvarlanır çırpınarak ardı ardına
Tutmak istercesine öne atılanları.

Gençliğe vergi olan süsü zaman didikler,
Derin çizgiler kazar güzelliğin alnına,
En gözde varlıkları canavarlar gibi yer,
Kimse karşı duramaz amansız tırpanına;


Doğan varlık gün ışığını görür görmez
Zaman, armağınını yok etmeye koyulur.
(60.sone'den derleme Çev. Talat Sait Halman)

Aklın dengesi bozulmuşsa,
Yüce müzikten etkili çare,Daha huzur verici bir ilaç yok, ilaç yoktur.
(Fırtına-Prospero, Çev.Bülent Bozkurt)

Vee sahneye SOYKARILAR girer...
Bütün oyun boyunca nasıl muhteşem bir performans, nasıl muhteşem bir başarı. Gözünüzü, kulağınızı , ruhunuzu onlardan almanıza imkan yok.

Ve o şahane sesleriyle, şöyle şakırlar;

Bütün dünya bir sahnedir,
Ve kadın erkek ancak birer oyuncu;
Sırası gelen girer,
Sırası gelen çıkar.
Nice roller oynar ömür boyu
Yedi perdelik bir ömürdür
Yedisinden yetmişine
Bir erkeğin oyunu.
(As You Like It-Jaques, Çev.Haluk Bilginer


Evet! Müzikal bir erkeğin yaşamının 7 çağ'ını 2 perde de sunuyor.

Anlatılamaz...gidilir ve seyredilir!
Söz : W.Shakespeare
Müzik : Tolga Çebi
Çeviren : Haluk Bilginer
Yöneten-Kolaj : Kemal Aydoğan
Sahne Tasarımı : Bengi Günay
Işık Tasarımı : İrfan Varlı
Ses Mühendisi : Oben Fıztıkoğlu
Tasvir Tasarımı : Özlem Karabay
Hareket Düzenleme : Gizem Erdem
Afiş Tasarımı : Bengi Günay
Oyun Fotografları : İrfan Varlı
Yönetmen Asistanları : Toğan Şerif Önay-Gözde Kırgız-Pınar Bekaroğlu

Oynayanlar :

Haluk Bilginer
Evrim Alasya
Selen Öztürk
Zeynep Alkaya
Tuğçe Karaoğlan

Müzisyenler :

Tolga Çebi (keman-klavye-vokal) - Aziz Şahin (bas gitar)
Uğur Akyürek (keman-klavye-mandolin) - Atakan Kundak (davul)
Çağdaş Özmen (gitar) - Kerem Kırca (perküsyon)
Ufuk Kaan İçli (ud) - Volkan Kırımlıoğlu (kanun)
Baha Yetkin (ud-dönüşümlü) - Ramazan Söyler (ud-dönüşümlü)
Tuna Coşkun (keman-klavye-mandolin-dönüşümlü)
Sanat Yönetmeni : Haluk Bilginer
Işık Sorumlusu : Selçuk Aydoğan
Sahne Sorumlusu : Erdal Çiftçi
Yapım Yardımcısı : Emrah Abaka

Gülbin Tatlıağız

25 Mart 2010 Perşembe

Kitap,Film Haberleri


Oscar Wilde'ın klasiği Dorian Gray'in Portresi, NTV Yayınlarından çizgi roman olarak çıktı.Kendi güzelliğine kapılarak sonsuz gençlik için ruhundan vazgeçen bir adamın öyküsünü anlatır Wilde bu tek romanında.

Oscar Wilde'ın bu roman dışında hikayeleri ve Ciddi olmanın Önemi, İdeal Bir Koca,Önemsiz Bir Kadın gibi ünlü oyunları vardır.

NTV Yayınları, Madam Bovary, Dava, Suç ve Ceza gibi klasik eserleri çizgi roman olarak yayınladı


Türk kütüphaneciler Derneği'nin 46.yılını, 29 Mart - 4 Nisan arasında kutlayacağı Kütüphane Haftası nedeniyle, kütüphanehaftası.org dan indirimli kitap alabileceğiz. İdeefixe de bu organizasyona eşlik ederek satın alınan kitapların kendi güvencesiyle ulaşımını üstlenmiş.

63.Cannes Film Festivali Proje Geliştirme Atölyesi I'Atelier'ye ''Sesime Gel'' seçildi.Türkiye'yi temsil edecek ilk proje olarak kesinleşti.

83.Oscar Ödülleri'nin, 27 Şubat 2011 de sahiplerini bulacağı açıklandı. Adaylar 25 Şubat'ta açıklanacak.

Atıf Yılmaz'ın unutulmaz filmi 'Selvi Boylum Al Yazmalım'' restore edilerek, 29.İstanbul Film Festivali'n de Türk Kiaskleri Yeniden projesi kapsamında yeniden beyazperde'de.Filmin gösterimi 7 Nisan'da Beyoğlu Atlas Sineması'nda yapılacak.

24 Mart 2010 Çarşamba

ATTİLA İLHAN

ADIM SONBAHAR

Nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır

Oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar

ATTİLA İLHAN

eYvah eyvaH

Şimdi çıktım geldim filmden.
Son zamanlarda seyrettiğim, en içten, en her şeyiyle yerli yerinde bir film.
Ata Demirer kendini aşmış. Bu kadar doğal bir Trakya'lı tiplemesi ancak yapılabilir, mükemmel!
Hem komedi'nin,hem dramın dozu bu kadar güzel ayarlanabilir.
Sadece Ata Demirer değil, tüm oyuncular çok başarılı.Demet Akbağ'ın Firuzan tiplemesi çok başarılı.
Daha fazla bahsetmeyeceğim, ama bana filmi tavsiye eden arkadaşımın dediği gibi; ''kendiniz için bir şey yapın ve bu filmi seyredin'' derim...
Yönetmen : Hakan Algül


Gülbin Tatlıağız

En İyi Film Ödülü Nefes:Vatan Sağ Olsun'un !



3.Yeşilçam Ödülleri dün gece sahiplerini buldu.


En İyi Film
Nefes: Vatan Sağolsun(Levent Semerci)

En İyi Yönetmen
Reha Erdem (Hayat Var)

En İyi Müzik
Atilla Özdemiroğlu (Vavien)

En İyi Kadın Oyuncu
Binnur Kaya (Vavien)

En İyi Erkek Oyuncu
Mert Fırat (Başka Dilde AŞK)

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Cemal Toktaş (Güneşi Gördüm)

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Derya Alabora (Pandora'nın Kutusu)

En İyi Görüntü Yönetmeni
Soykut Turan (Güneşi Gördüm)

En İyi Senaryo
Engin Günaydın (Vavien)

En İyi Genç Yetenek
Elit İşcan (Hayat Var)

Turkcell İlk Film Ödülü
Nefes:Vatan Sağolsun

23 Mart 2010 Salı

3.Yeşilçam Ödülleri Bu Akşam Dağıtılıyor !


Şubat Ayında adayların açıklanmasıyla başlayan, 3.Yeşilçam Ödülleri bu gece NTV' den naklen izleyeceğimiz törenle sahiplerini buluyor.
Turkcell Ana Sponsorluğu'nda gerçekleştirilen program'da 11 kategori de ödüller dağıtılacak.

En İyi Film
Adaylar : Güneşi Gördüm, Hayat Var, İki dil Bir Bavul, Nefes : Vatan Sağolsun, Pandora'nın Kutusu, Vavien

En İyi Yönetmen
Adaylar : Levent Semerci (Nefes:Vatan Sağolsun), Mahsun Kırmızıgül (Güneşi Gördüm), Reha Erdem (Hayat Var), Yağmur ve Durul Taylan (Vavien), Yeşim Ustaoğlu (Pandora'nın Kutusu), Zeki Demirkubuz (Kıskanmak)

En İyi Kadın Oyuncu
Adaylar : Binnur Kaya (Vavien), Demt Evgar (Güneşi Gördüm), Meral Çetinkaya (Karanlıktakiler), Nergis Öztürk (Kıskanmak), Nesrin Cevadzade (Dilber'in Sekiz Günü), Şerif Sezer (Deli Deli Olma)

En İyi Erkek Oyuncu
Adaylar : Engin Günaydın (Vavien), Mert Fırat (Başka Dilde Aşk), Mete Horozoğlu (Nefes:Vatan Sağolsun), Nadir Sarıbacak (Uzak İhtimal), Öner Erkan (Bornova Bornova), Yılmaz Erdoğan (Neşeli Hayat)

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Adaylar : Cemal Toktaş (Güneşi Gördüm), Cezmi Baskın (Neşeli Hayat), Genco Erkal (Pazar:Bir Ticaret Masalı), Mustafa Uzunyılmaz (Mommo-Kızkardeşim), Settar Tanrıöğen (Vavien)

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Adaylar : Berrak Tüzünataç (Kıskanmak), Derya Alabora (Pandora'nın Kutusu), Hasibe Eren (Usta), Lale Mansur (Başka Dilde Aşk), Serra Yılmaz (Vavien)

Diğer Ödüllerin adaylarını ve programı aşağıdaki linkte bulabilirsiniz

www.ntvmsnbc.com/id/25061030

22 Mart 2010 Pazartesi

Dağ Filmleri Festivali

Dağ Filmleri Festivali, 30 Mart - 4 Nisan tarihleri arasında sürecek. Fransız Kültür Merkezi, Muammer Karaca Tiyatrosu ve Aynalıgeçit gösterim mekanları olarak belirlenmiş.Festival çerçevesinde tüm etkinlikler ücretsiz.


Aşağıdaki linklerden festivalin etkinlik ve programlarına ulaşabilirsiniz.



Bir Bahar Akşamı

Hafta sonundan beri küçük adımlarıyla yol alan bahar, çok özlediğimi bilerek akşamlarını, minicik elleriyle tutup elimden Boğaz'ın kıyısına sürükledi beni...







Gerard Butler











Söz
e gerek var mı?..

21 Mart 2010 Pazar

Good Will Hunting ALTYAZI

Will : Burası gerçekten güzel.Buradaki kuğuları ihtiyacın olduğu bir anda ortadan kaybolan dostlara benzetiyorsun sanırım.
McGuire : Önceki gün bana söylediklerini düşündüm.Resmimle ilgili.
Will : Ah
McGuire : Gece boyunca bunu düşündüm.Sonra bir şeyi farkettim ve derin bir uykuya daldım, seni de hiç düşünmedim.Neyi farkettim dersin?
Will : Bilmiyorum
McGuire : Sen daha çocuksun.Konuştuğun şeyler hakkında en ufak bir fikrin yok.
Will : Ah teşekkür ederim.
McGuire : Önemli değil. Sen Boston'ın dışına hiç çıkmadın.
Will : Evet öyle
McGuire : Sana sanat hakkında bir şey sorsam bana her kitaptan özetler verebilirsin.Michelangelo hakkında çok şey biliyorsundur. Çalışmaları, siyasi görüşleri, yaşam felsefesi, cinsel tercihleri, her ayrıntıyı. Ama Sistina kilisesi'ndeki o kokuyu bana tarif edemezsin. Çünkü orda durup o güzel tavana hiç bakmadın, görmedin.

Sana kadınları sorsam bana tercihlerini sıralayabilirsin.Belki bir kaçıyla birlikte oldun.
Sevdiğin bir kadının yanında uyanmanın gerçek mutluluk olduğundan söz edemezsin.

Zor çocuksun.

Belki sana savaşı sorsam bana Shakespeare'in sonelerinden biriyle karşılık verirsin. Sen bir savaş yaşamadın. En iyi arkadaşını kollarında kaybetmedin. Son nefesini verirken onu seyretmedin.

Sana sevgiyi sorsam şiirle karşılık verirsin.Bir kadının gözlerinin içine hiç bakmamışsındır.Kendini çaresiz hissetmemişsindir.

Allah bu dünyaya melek göndermiştir.Seni cehennemden uzak tutmak için.Ve onun meleği olduğunu asla farkedemezsin.Sonsuza kadar sevmek nedir bilemezsin...

Her şeyi yaşarsın. Kanseri bile. İki ay boyunca hastanede onun yanında olup, elini tutmak nedir bilemezsin. Doktorlar senin gözlerinde ziyaret saatinin anlamsızlığını görürler.Sevdiğin birini kaybetmedin. Çünkü bu sadece kendinden çok sevdiğin birini kaybettiğinde ortaya çıkar. Senin hiç bir şeyi sevecek kadar cesur olduğunu sanmıyorum...

Sana bakınca zeki ve kendine güvenen birini görmüyorum.Korkak ukala değersiz bir çocuk görüyorum.

Ama sen bir dahisin!..

1997 ABD yapımı filmin yönetmeni Gus Van Sant
Senaryo : Matt Damon, Ben A ffleck

Emek Sineması'nın Belirsiz Geleceği!

Cumartesi sabah yola çıkarken, sevgili Sevgim'in telefonuyla daha önce de burada paylaşmayı düşündüğüm bu konuyu ayağımın tozuyla yazmak için oturdum.

29.İstanbul Film Festivali'nin programının açıklanması, bir sinemanın daha, üstelik 85 yıllık Emek Sineması'nın da tarih yapraklarının arasında kalacağı gerçeğiyle karşı karşıya getirdi sinema severleri,İstanbul tutkunlarını.


2009 Aralık ayından beri, Tarihi Emek Sineması'nın yıkılıp yerine alışveriş merkezi yapılacağı söylentileri dolaşıyordu zaten.Festival filmlerinin gösterimlerinde yer almayışı, bir belirsizliğin söz konusu olduğunu, bu söylentiler de bir gerçek payı olabileceğini göstermiş oldu.


Mimarlar Odası sinemanın yıkılacağını iddia ederek, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun onayladığı, sinemanın yıkılmasını öngören bu projeye dava açmış 12 Mart'ta.


Kültür ve Turizm Bakanlığı, kurulun 5 Mart'ta toplanıp Emek Sineması ile ilgili bir projeyi görüştüğünü ama onaylanan restarasyon ve uygulama bölümlerini henüz görmediğini açıklamış.

Mimarlar Odasının Avukatı ise onaylanan bu proje de yıkım kararının da olduğunu söylüyor.

Sonuç olarak bu haberlerin çıktığı linkleri yazımın sonun da bulabilirsiniz ama biz sinema ve İstanbul severler olarak, tarihimizden, gençliğimizden, anılarımızdan bir parçayı daha kaybediyoruz .

Bunun için neler yapabiliriz onu düşünmemiz ve harekete geçmemiz...geçirmemiz gerekiyor.
Ben kendi adıma pazartesi günü, çalıştığım işyerinde ve çevremdeki insanlarla bir imza kampanyası başlatmayı hedefim haline getirdim.Siz de imza veya başka üretebileceğiniz kampanyalarla yıkılmasına engel olmaya çalışın derim...

Tarihi sinemalarımızın, mekanlarımızın, yaşanmışlıklarımızın, anılarımızın elimizden gitmesine izin vermeyelim...

www.mimarlarodasi.org.tr/index.cfm?sayfa=Belge&Sub=detail&RecID=2423

www.ekotrent.com/haber/20091225//85-yillik-tarih-yikiliyor.php
www.on5yirmi5.com/genc/content/aspx?c=15834

20 Mart 2010 Cumartesi

Muzicons - music widget with emotion!

The Invention of Lying

Mis gibi bir bahara uyandım bu sabah, güneşin ışıklarıyla.
Havayı böyle pırıl pırıl görünce daha mutlu kalkıyor insan yatağından.
Haftasonunun dışarda geçireceğiniz zamanları için alternatiflerinizi çoğaltabiliyorsunuz.
Deniz kenarında kahvaltı,
belki Adalar'dan birinde yürüyüş,bisiklet turu,
öğleden sonra marina da arkadaşlarla bira, hafif atıştırma keyfi belki,
motorlara binip,İstanbul dışında ama fazla uzaklaşmadan yeşillere yayılmak...

O kadar çok planı, düşünceyi bir papucun içine sokmaya çalıştırıyor ki bu güzelim hava, güneşin enerjisi, baharın uçarılığı yerleşiyor içine.



Oldu ki bu evde de geçirmeniz gereken saatler için bir öneri.Eğlencelik.

Yalan'ın ne olduğunun bilinmediği bir dünyada yaşadığınızı hayal edebilirmisiniz?


Politikacılar,reklamcılar, satıcılar, yöneticileriniz, herkes en doğruyu söylüyor size.Kıra,kıra yüreğinizi yara yara en doğruyu. ilgilendiğiniz, sevdiğiniz insanlar iyilerin yanında, berbat, çirkin yanlarınızı yüzünüze,yüzünüze savuruyorlar.


Bunca doğruyla eğilip, bükülmüşken yalan diye bir şeyin varlığını siz farkediyorsunuz.Dünya'yla nasıl oynarsınız bir düşünün!


The Invention of Lying


2009 ABD yapımı bir komedi filmi.


Yönetmen : Ricky Gervais, Matthew Robinson



19 Mart 2010 Cuma

DİSKOBOLUS


British Museum'dan getirilen ''Disk Atan Atlet'' heykeli için geri sayım başladı. 4 Nisan son gün...

İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde Pazartesi hariç haftanın 6 günü ziyaret edilebilir.

Tasarımı; simetri,harmoni,denge ve ritim gibi Yunan eserlerinin özünü yansıtır ''Disk Atan Atlet'' heykeli.


Heykeltraş Miron M.Ö 5.yy da, aslında bir atletin realist bir heykelini değil, idealize edilmiş halini heykelleştirdi.

Eser, zıtlıkların bir oran içerisinde estetik birlikteliğini vurgular.
Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, eserin kompozisyonu dar bir düzlemi kaplar.
Kafa, gövde ve uzuvlar birbirine zıt haldedir.
Gerilen unsurlar,gevşek unsurlarla tezat bir görüntü oluşturur.
Diski tutan kol arkaya doğru uzanırken, diğer kol önde boşta sallanır.
Gövde seyirciye dönükken,bacaklar profilden görünür.
Yine bacaklardan biri ağırlığı taşırken, diğerine ağırlık binmemiştir.
Sağ ayağın parmakları yukarı doğru kıvrılırken, soldakiler alta dönüktür.

Kaçırmayın derim...

Birbirimize Söyleyemediğimiz Onca Şey

''Eğer yeniden buluşursak, bana vereceğin kız çocuğunu, günün birinde sevdiği adamdan kaçırmayacağıma dair yemin ederim.Aralarındaki farklılıklar ne olursa olsun, onu benden çalan adamı anlayacağım, kızımı da anlayacağım.Ne de olsa ben de annesini sevmiştim.''


Yaşam bazen öyle noktalara getirir ki bizleri,hep ertelediğimiz sözlerimiz, yapacaklarımız yerini bulmadan içimizde kalakalır keşkelerle...

Biraz daha,bir an daha vaktimiz olsaydı...

Öyle bir şey yapsalar ki, söyleyemediğimiz onca şeyi söyleyebilmek için döndürebilseydik sevdiklerimizi geriye.

Marc Levy yazmış kitabı.Şubat 2010 da Can Yayınları'ndan çıktı . Fransızca'dan çeviren Ayça Sezen.

Okuyun derim...

''BAL'' Yusuf Üçlemesi


60.Uluslararası Berlin Film Festivali'n de, Altın Ayı'ya layık görülen Semih Kaplanoğlu'nun, Yusuf Üçlemesi'nin son filmi BAL ,9 Nisan'da gösterimde olacak.


Semih Kaplanoğlu;
''Bundan sonrası için henüz bir kararım yok ama tarihi figürlerle ilgili düşüncelerim var, mesela Abdülhamit karakteri çok ilgimi çekiyor.Onun hakkında bir şey yapabilirim. Sonra Süleymanaiye ile ilgili...
Mesela Süleymeniye'de 5 vakit namaz gibi.
Bu arada ''Türkiye'nin Ruhu'' da masada.
Nasıl yapacağım benim için soru işareti ama neyi yapacağım belli.Kararlarımızı hep kendimiz vermiyoruz. Bakalım...'' demiş.

Kaynak : Skylife

18 Mart 2010 Perşembe

Dersimiz ATATÜRK

19 Mart Vizyon Filmleri

Dersimiz Atatürk

Yönetmen : Hamdi Alkan
Senaryo : Turgut Özakman
Tür : Biyografi, Tarih, Dram




Köprüdekiler

Yönetmen : Aslı Özge
Senaryo : Aslı Özge
Tür : Dram







Kara Köpekler Havlarken (Black Dogs Barking)

Yönetmen : Maryna Gorbach, Mehmet Bahadır Er
Senaryo : Mehmet Bahadır Er
Tür : Dram, Macera


Sevgili John (Dear John)

Yönetmen : Lasse Hallström
Senaryo : Jamie Linden
Tür : Dram, Romantik, Savaş




Özel Kuvvetler (The Men Who Stare At Goats)

Yönetmen : Grant Heslov
Senaryo : Jon Ronson, Peter Straughan
Tür : Komedi, Savaş




Büşra

Yönetmen : Alper Çağlar
Senaryo : Bahadır Boysal, Alper Çağlar
Tür : Dram