7 Nisan 2010 Çarşamba

Tümceler ORUÇ ARUOBA

NİSAN

1. Çiçeklerin açması

2.
Önemli Olan tek bir şey var şimdi : Bülbüllerin seslerini ne zaman-hangi gün-yeniden işitmeye başlayacağım.-

4.
Boğaz ne kadar berrak-yakında dışarıya, Bülbül işitmeye çıkmak gerek.
6. Kırlangıç Fırtınası
7. Nevruz-u Hazemi
8.
Geri gelmişler demek-biraz önce işittim: o garip durgunluk-yorgunluk-çökmüşken gene Boğaz'ın üstüne (şimdi,gene) : bütün gürültüler geri çekiliyorlar sanki,onların seslerine yer açmak için-biliyorlar onlar da, sanki, böyle olacağını-ki gelmişler,işte (gene-)...
9.
Bütün sokak lambaları,bütün gemi ışıkları,bütün otomobil farları,ışığı hala yanan bütün odaların pencereleri,öylesine pırıl pırılken, Ay'ın bir hayalet gibi,silik,sönük,sinik bir halde yükselmesi : reva mı?!-çok uzaktaki bulutlardan kurtulmaya çalışıyor bile olsa? - ama,bir kez kurtulunca onlardan, O'dur artık bütün hepsi içinde en parlak,en pak,en ak-
12. Zilkade başlangıcı
14. Lale mevsimi
15. Fırtına(3 gün)
16.
Kenarı yitik Ay-hiç bu kadar aşağıda, bu kadar karşımda olmamıştın!-
19.
Bacanın üstünde uzun uzun durup puus ve yağmur altında etrafına bakınan Martı-belli bir şeymiydi görmek istediğin?
20.
Zorlukla işitilir, Maslak'tan İstinye'ye inen, ya da Tokmak Burnu'nu dönerek gelen, ya da Yeniköy'e doğru dönemeci dönen otomobillerin gürültüleri arasından, Emirgan Korusu'nda öten Bülbül.
Lodosla yer yer çatışarak, yer yer de birleşerek, Boğaz'ı uğultuyla dolduran Günbatısı, getirdiği yağış beklentisine karşın, havayı temizliyor, pırıl pırıl açıyor.
21. Sitte-i Sevir başlar
22.
Rüzgar dindi : şimdi, Yağmur gelecek mi-yetecek mi, Bulutlar?
24.
Bülbül gibi : geldiği gibi;gecenin karanlığında, yanlızca ses bir şey demekken; ışık aydınlık,görme,uzak ileti yolları,sabahı beklerken-serin,sakin,derinseslerle iletmek,anlatmak,konuşmak...
Körce-ama işiterek;duyarak ve duyurarak...
Dingin-derin...
25.
Gün boyu hiddetli hiddetli üfüren Lodos,geceleyin Kuzey'den getirdiği bulutların yükünü Boğaz'a boşaltan Poyraz'ın serinliğinden sonra,yerini kah Doğu'dan,kah Batı'dan gelen, sakin, kokulu;kararsız,sessiz kıpırtılarla dolanan esintilere bırakınca-Bülbüllerin seslerinin nereden geldiği; hangi Bülbül'ün hangi koruda öttüğü belirsizleşir.
28.
Leylekler süzüldüler dingince,kıpırtısız kanatlarla yükseklerde, Güney'den Kuzey'e-ya siz; ne zaman çıktınızda yumurtadan, şimdiden başladınız kanat sınamalarınıza, bu durgun havada?
29. Fırtına (2 gün)
30.
Geldiniz işte : ama, soğuk karşıladı sizi-şimdi geri döner misiniz?

2 yorum:

  1. Dicle'cim, evet tam bir duygu ve kelime cambaz'ı Aruoba...Teşekkür ederim yorumun için

    YanıtlaSil